Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın dijital varlıklar alanındaki danışmanı Bo Hines, ülkenin Bitcoin rezervlerini artırmak için küresel bir “uzay yarışı” içinde olduğunu açıkladı. Hines, Bitcoin Magazine’e verdiği röportajda, Bitcoin’in altın gibi “gerçek değer” taşıyan bir varlık olduğunu vurgulayarak, ABD Hazinesi’nin bu dijital para birimini mümkün olduğunca fazla stoklamayı hedeflediğini söyledi.
Hines, devletlerin Bitcoin biriktirme stratejisini tarihteki altın stoklama yarışlarına benzetti. CoinGecko verilerine göre, hükümetler şu anda toplam Bitcoin arzının yaklaşık %2,3’ünü elinde tutarken, ABD, Çin’i geride bırakarak en büyük Bitcoin sahibi ülke konumunda. Ancak iki ülke arasındaki farkın çok az olduğu belirtiliyor. Hines, “Bu bir uzay yarışı. Nasıl altın için rekabet varsa, Bitcoin için de aynısı geçerli” ifadelerini kullandı.
ABD’nin Bitcoin rezervlerini artırmak için “yaratıcı yöntemler” geliştirdiğini söyleyen Hines, Trump yönetiminin gümrük vergilerini bu amaçla kullanabileceğine dair önceki açıklamalarını da hatırlattı. Belirli ülkelerden alınacak vergilerin Bitcoin cinsinden ödenmesi zorunluluğu getirilerek rezervlerin artırılabileceğini belirtti.
“Bitcoin Bir Emtiadır, Güvenlik Değil”
Hines, Bitcoin’in diğer kripto paralardan ayrı bir yeri olduğunu vurguladı: “Diğer dijital varlıkların varlığını kabul ediyoruz, ancak Bitcoin benzersiz. Bir emtiadır, menkul kıymet değil. David Sacks’ın dediği gibi ‘Kusursuz Doğuş’a sahip ve gerçek değer taşıyor.” Uzmanlar, Hines’ın bu sözlerini, Bitcoin’in merkeziyetsiz yapısına ve 2009’daki başlangıcından bu yana süregelen güvenilirliğine atıfta bulunduğuna dikkat çekti.
ABD Sermaye Piyasaları Kurulu (SEC) ise Bitcoin’i bir emtia olarak sınıflandırırken, Ripple (XRP) gibi diğer kripto paraları menkul kıymet kategorisine alıyor. Bu ayrım, Bitcoin’in düzenleyici çerçevede daha esnek bir konumda olmasını sağlıyor.
ABD Aktif Bir Strateji İzliyor
ABD’nin Bitcoin rezervlerinin önemli bir kısmı, Silk Road gibi yasa dışı operasyonlardan ele geçirilen varlıklardan oluşuyor. 2023 verilerine göre, ABD hükümeti yaklaşık 200.000 BTC’ye sahip. Ancak Hines, bu rakamları artırmak için aktif bir strateji izlediklerini belirtti.
Bu kapsamda, Çin ile yaşanan ticaret gerilimlerinde olduğu gibi gümrük vergilerinin Bitcoin cinsinden tahsil edilmesi gündemde. Benzer bir yöntem, 2021’de El Salvador’un Bitcoin’i yasal para birimi ilan etmesiyle dikkat çekmişti. Ancak ABD’nin küresel rezerv para statüsü nedeniyle bu hamle, finansal sistemde daha büyük dalgalanmalara yol açabilir.
Devletlerin Bitcoin Stoklaması Riskli mi?
Çin ve Rusya gibi ülkelerin de Bitcoin rezervlerini artırdığı biliniyor. Özellikle Çin, merkez bankası dijital para birimi (CBDC) projesiyle blok zinciri teknolojisine yatırım yaparken, Bitcoin madenciliğinde de etkili bir konumda. Rusya ise geçtiğimiz yıl yabancı sermayeye alternatif olarak kripto paraları yasal statüye kavuşturmuştu.
Ancak uzmanlar, devletlerin Bitcoin stoklamasını riskli buluyor. JPMorgan analistleri, Bitcoin’in yüksek volatilitesinin merkez bankaları için istikrarsızlık yaratabileceği uyarısında bulunuyor. El Salvador örneğinde olduğu gibi, Bitcoin’in değer kaybetmesi ülke ekonomilerini doğrudan etkileyebiliyor.
Türkiye’nin Dijital Para Stratejisi Ne Durumda?
Türkiye, kripto para kullanımında dünya sıralamasında önlerde yer alıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), dijital lira projesi üzerinde çalışırken, hükümetin kripto paralara ilişkin net bir rezerv stratejisi bulunmuyor. Uzmanlar, Türkiye’nin enflasyon ve döviz kuru istikrarsızlığı nedeniyle Bitcoin gibi varlıklara ilgisinin artabileceğini belirtiyor.
Bo Hines’in açıklamaları, ABD’nin küresel finans sisteminde Bitcoin’i bir rezerv varlık olarak konumlandırma çabasını gösteriyor. Ancak bu hamle hem teknik hem de ekonomik zorlukları beraberinde getiriyor. Öte yandan, Çin ve ABD arasındaki dijital para yarışı, blok zinciri teknolojisinin uluslararası politikadaki etkisini de artırıyor.
Eric Trump: “Merkeziyetsiz Finans, Geleneksel Bankacılığın Eksiklerine Çözüm Olabilir”
Donald Trump’ın danışmanı Hines’ın yaptığı açıklamalar, geçtiğimiz günlerde Trump’ın oğlu ve Trump Organization Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Eric Trump’ın sözlerini de tekrar gündeme getirdi.
Eric Trump, Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) katıldığı CNBC röportajında modern finans sistemini “kırık, yavaş ve maliyetli” olarak eleştirerek merkeziyetsiz finans (DeFi) ekosistemine desteğini yenilemişti. Son yıllarda küresel bir kripto para merkezine dönüşen BAE’ye sık sık ziyaretler gerçekleştiren Trump, geleneksel bankacılığın yüksek ücretler ve gizlilik eksikliğine dikkat çekerek, “Blok zinciri teknolojisi, finansal özgürlüğü bireylere geri kazandırıyor” ifadelerini kullanmıştı.
BAE’nin Dubai merkezli Sanal Varlık Düzenleme Kurumu (VARA) gibi girişimlerle kripto sektörüne yönelik düzenleyici altyapısını güçlendirdiğini vurgulayan Eric Trump, ülkenin bu hamlelerinin küresel yatırımcıları cezbetmede kritik rol oynadığını belirtmişti. Bu açıklamalar, Trump yönetiminin dijital varlıklara yönelik iç politikalarının (Bitcoin rezerv birikimi gibi) yanı sıra uluslararası iş birlikleriyle de desteklendiğini gösteriyor. Eric Trump’ın BAE vurgusu, Çin ve ABD arasındaki dijital para rekabetine alternatif bir küresel finans merkezi modeli olarak dikkat çekmişti.
Bu gelişmeler sonrası Bitcoin’in geleceği, devletlerin bu alandaki politikalarına bağlı olarak şekillenecek gibi görünüyor. Ancak uzmanlar, dijital varlıklar, artık sadece spekülatif yatırımcıların değil, merkez bankalarının da radarında olduğuna dikkat çekiyorlar.